Gölge Oyunu 1992 "Yeryüzüne İnen Melek"

golge-oyunu-1992-yeryuzune-inen-melek

Yönetmen: Yavuz Turgul
Senarist: Yavuz Turgul
Türü: Dram
Yapım yılı: 1992
Oyuncular: Şener Şen, Şevket Altuğ, Larissa Litichevskaya

   İnstagramda kısa videoları kaydırırken karşıma hep de komik kedi, köpek videoları çıkmıyor. Sık sık film önerileri de karşıma çıkıyor. Onlardan birisi olan Gölge Oyunu filmini sonunda izledim. 1992 Yapımı bu Türk filmini bu kadar geç izlemiş olmak benim ayıbım olsun. Nitekim film hikayesi, kafa karıştıran alt metni, mesajları ile zamanında ve sonrasında değerini görememiş kesinlikle. Neyse ki sosyal medyanın gücü bu filmi yeniden gündeme getiriyor. 

golge-oyunu-1992-yeryuzune-inen-melek1
    Öncelikle hikayemizden biraz bahsedeyim. Abidin (Şener Şen) ve Mahmut (Şevket Altuğ) Rüya Pavyonunda çalışan ikili komedyenlerdir. Kendilerine Karabiberler ismini vermişler. Abidin uçarı bir karakter Mahmut ise daha içe kapanık bir karakter. Bir gün çalıştıkları pavyona dilsiz konuşamayan bir kız olan Kumru (Larissa Litichevskaya) gelir. Bu kız elbette pavyonda çalışamaz ve sokağa atılır. Mahmut ise Abidin gönülsüz olsa da bu kıza sahip çıkar. İşte asıl hikaye de bundan sonra başlar. Kumru birisini arıyordur. Cebinde fotoğrafı olan bu kişi annesidir veya biz öyle sanıyoruz işte. Mahmut ve Abidin yoksulluk ile boğuşurken bir de bu işin peşine düşerler. Hatta bu yüzden bir ara araları dahi bozulur. Arkadaşını kaybettiğini düşünen Abidin canına kıymak bile ister. Bu süreçte Kumru bazı canlıların hayatına da dokunur. Mesela uyku sorunu çeken ev sahibi kadının sorununu giderir. Onu sonsuz uykuya kavuşturur. Ölmek üzere olan bir kuşa hayat verir. Bizim ikili bu mucizeleri görse de elbette anlam veremezler. Zaten en sonunda da soru işaretleri ile baş başa kalırlar. Kumrunun annesini bir hapishanede bulurlar kavuştururlar. Fakat sonrasında Kumru ortadan kaybolur. Belki annesine gitmiştir derler hapishaneye giderler ama annesi de hiç var olmamıştır. Kumru kimdir? Neyin nesidir? 

golge-oyunu-1992-yeryuzune-inen-melek4
   Filmin hikayesini elimden geldiğince kısaca anlatmaya çalıştım. Şimdi sıra gelelim benim teorime. Kumru bence bir tür melek. Belki de Azrail. Hapishanedeki kadın Kumru'nun bir başka versiyonu veya bizzat kendisi. Çünkü Kumru kadının fotoğrafını ilk gösterdiğinde annem dercesine değil de ben dercesine hareket ediyor. Belki de Kumru, Abidin ve Mahmut'un hayatına dokunarak onlara bazı içsel meselelerde yardımcı olarak kendini özgür bıraktı. Kendi benliği ile buluştu. Hem Abidin hem Mahmut Kumruya dertlerini anlattı. Sonunda da iki karakter olumlu anlamda değişime uğradı. Baştaki yaralı kuş sahnesi de sonradan o kuşun iyileşip uçması da Kumrunun özgürlüğe erişmesine işaret olabilir. Ayrıca aradıkları kadını tam da Abidin ve Mahmut arasını düzeltince bulmaları tesadüf değil. Hatta ilk bulduklarında görevli adam her şeyin zamanı var dercesine bir söz söylüyor. Bu da Abidin'in hastaneden çıkıp Mahmut'la dostça sarılmasına işaret ediyor. Çünkü ziyaret iki arkadaş bir aradayken olmalı. Kumrunun ikisini hapishanedeki kadına takdim etmesi de görevini yaptığının kanıtı. Sorunlar çözüldü ve özgürlük zamanı. 
   İşin özü bu film düşündüren bir film. Temelde bazı felsefi soruları sorduran bir film. Kumru gerçekten var mıydı? Peki biz var mıyız? Bir gölge oyunu muyuz yoksa hakikatin kendisi mi? Fotoğrafın içinde miyiz yoksa o fotoğrafta hiç var olmadık mı?
   Güzel film. Youtube üzerinden de izlenebilir.

Puanım: 8/10


Yorumlar